BarBul'03: İlk davet yazısı
2002 YILI DAVET MEKTUBUMUZ BÖYLEYDİ... FAZLA SÖZE GEREK VAR MI, ‘O KARA GECE’ YİNE BERABER SABAHLAYALIM LÜTFEN GÖLCÜK’TE... F.U. / TEMMUZ 2003
Saygıdeğer mezunlarımız ve GBHL dostları,
Sizleri 17 Ağustos 2002 sabahı mutlaka ama mutlaka Gölcük’te Kavaklı sahilindeki okulumuzun bahçesinde sabahlamaya davet ediyorum. Bu sene de 2000 ve 2001 yıllarında olduğu gibi birlikte karşılayalım o uğursuz günün yıldönümünü. Bizleri izlemeye gelecek gazeteciler aracılığıyla ‘unutmadığımızın’ fotoğrafını yollayalım tüm dünyaya...
İnanması zor ama, yaşadığımız büyük felaketin üzerinden tam üç yıl geçti. Her geçen dakikanın aleyhimize işlediği, kulak yırtan feryatların yürekleri dağladığı, bir demir makasının hayat değerinde olduğu, tüm çırpınmalara rağmen yardımların bir türlü ulaşmak bilmediği, tümüyle çaresiz bir durumdaydık Gölcük’ümüzü nefessiz bırakan o gün ve onu izleyen günlerde.
İki adım ötemizdeki sevdiklerimize ulaşmak için günlerce kendimizden başka yardımcımız olmadı, sevdiklerimizi göz göre göre kaybettik. Bazılarımız ise enkaz altında günlerce bekledik.
Aslında ‘bir şehri’ tamamen kaybettik. Bugün hala insana ilham vermeyen, ölü bir şehir Gölcük. Sokakları cansız, insanları yorgun... Çocukluğumuzun geçtiği sokaklar, bayramlarda yürüdüğümüz caddeler, önünde akşama kadar oynadığımız apartmanlarımız yok...
Körfezin en köklü lisesi olan Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi’nin (GBHL) mezunları olarak anılarımıza sahip çıkmayı kendimize borç bildik. Şimdiye kadar kazandığımız ivme ile eskisinden çok daha güçlü bir mezun dayanışması sağladığımız söylenebilir.
Ancak geldiğimiz nokta bizi tam olarak mutlu edemiyor. 2000’in yaz aylarında yola çıkarken koyduğumuz hedeflerin birçoğuna çoktan ulaşmış da olsak, daha fazlasını elde etmek için kökleşmiş bir desteğe ihtiyaç duyuyoruz.
Koskoca bir felaketin merkezi olan Gölcük’te kaybedilen herkesi tek tek anabilmek bir mezun derneğinin harcı değildi. Bizler de Gölcük’te kaybedilen öğrencileri isim isim belirlemeyi hedeflemiştik. Çalışmamız iki senedir sürüyor. Hatırlayacaksınız, 2001 Ağustos itibariyle Gölcük’te ve tüm beldelerindeki 40’ı aşkın okulu tarayarak hazırladığımız listeye göre kaybettiğimiz öğrenci sayısı 700 civarındaydı... Bu sene bu okulları yeniden tarayacağız ve 17 Ağustos 2002 tarihi itibariyle kesine en yakın sonuca ulaşmayı umuyoruz. Maalesef sayının artacağı kesin.
Sizlere hep anma törenlerimizin dünya çapında olmasını hedeflediğimizi belirtiyoruz. Yaşadığımız felaketin üzerinden 3 yıl bile geçmeden anma çabalarını sahipsiz bırakmak yazık olmaz mı? Üstelik amacı hesap sormak, hak istemek falan değil, sadece ve sadece sessiz bir anma olan bir çabayı sahipsiz bırakmak... Hep şikayet ettiğimiz sahipsizlik ve sorumsuzluklar zincirine bir halka da biz eklemiş olmaz mıyız o gece Gölcük’te olmayarak?
Aslında milletçe bu konuda sabıkalıyız. Düşünsenize, dünyanın öbür ucundan kalkıp gelen ANZAK’ların torunları, çocukları, 80 küsür senedir her yıl Mart ayında Çanakkale’deler... Hiroşima’nın, Pearl Harbour’ın, Tiananmen’in yıldönümleri her sene tüm dünyada yeniden kendi gündemlerini yaratıyor. 11 Eylül’ün yıldönümünü de göreceksiniz, tüm ABD ve hatta dünyanın dört bir yanından insanlar kalkıp New York’a gidecekler...
Biz nasıl on binlerce insanımızı bir anda kaybettiğimiz depremi bu kadar kolay unutuyoruz? Neden her 17 Ağustos sabahı 03:02’de Gölcük’te olamayalım? İşlerimiz bir günde batar mı, patronumuz bu sessiz buluşma için izin vermeyecek kadar insafsız mı? Ya da neden tatil planımızı başka tarihlere erteleyemeyelim? Eğer Gölcüklüler kendi acılarına sahip çıkmazlarsa Türkiye’nin dört bir yanından acılarımızı paylaşmak, anmamıza katılmak isteyenleri nasıl davet edebiliriz aramıza? Bir gece uykusuz kalmak o kadar mı zor?
Gölcük’ten uzakta mısınız? Düşünün bakalım Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan Çanakkale uçakla kaç saat sürüyor...
Derneğimiz bugün birçok faaliyetlerini kısıtlı sayıda mezunumuzun ve bazı hayırsever firma ve kuruluşların desteğiyle yürütebiliyor. Kuruluşundan bugüne hep trajik olaylarla anılan bu okul ve amaçları açısından kutsal olan bu derneğin yaşaması için hepimizin kafa yorması gerekmez mi?
Eğer biz daha üzeri kabuk bile bağlamamış acılarımıza sahip çıkmazsak, ANZAK’ların çocuklarının, torunlarının kadirşinaslığını bizimkilerden bekleyebilir miyiz?
Arkadaşlar, Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi Mezunlar Derneği olarak anılarımızı sahiplenmek için elimizden geleni yapıyoruz. Lütfen Türkiye’nin ve dünyanın neresinde olursanız olun o gece Gölcük’te olun...
Anma etkinliği ‘GBHL Büyük Sessizlik 2002’, aramızda olmak isteyen herkese açık.
Kayıplarımıza onları ilk günkü kadar özlediğimizi hep birlikte fısıldayalım.
F.U.
GBHL Mezunlar Derneği
Not: Bu sene 17 Ağustos 03:02, cumayı cumartesiye bağlayan geceye geliyor. Nasıl bir anma sizce daha etkili olur? Bize nasıl destekte bulunmak istersiniz? Lütfen bize bildirin...
Saygıdeğer mezunlarımız ve GBHL dostları,
Sizleri 17 Ağustos 2002 sabahı mutlaka ama mutlaka Gölcük’te Kavaklı sahilindeki okulumuzun bahçesinde sabahlamaya davet ediyorum. Bu sene de 2000 ve 2001 yıllarında olduğu gibi birlikte karşılayalım o uğursuz günün yıldönümünü. Bizleri izlemeye gelecek gazeteciler aracılığıyla ‘unutmadığımızın’ fotoğrafını yollayalım tüm dünyaya...
İnanması zor ama, yaşadığımız büyük felaketin üzerinden tam üç yıl geçti. Her geçen dakikanın aleyhimize işlediği, kulak yırtan feryatların yürekleri dağladığı, bir demir makasının hayat değerinde olduğu, tüm çırpınmalara rağmen yardımların bir türlü ulaşmak bilmediği, tümüyle çaresiz bir durumdaydık Gölcük’ümüzü nefessiz bırakan o gün ve onu izleyen günlerde.
İki adım ötemizdeki sevdiklerimize ulaşmak için günlerce kendimizden başka yardımcımız olmadı, sevdiklerimizi göz göre göre kaybettik. Bazılarımız ise enkaz altında günlerce bekledik.
Aslında ‘bir şehri’ tamamen kaybettik. Bugün hala insana ilham vermeyen, ölü bir şehir Gölcük. Sokakları cansız, insanları yorgun... Çocukluğumuzun geçtiği sokaklar, bayramlarda yürüdüğümüz caddeler, önünde akşama kadar oynadığımız apartmanlarımız yok...
Körfezin en köklü lisesi olan Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi’nin (GBHL) mezunları olarak anılarımıza sahip çıkmayı kendimize borç bildik. Şimdiye kadar kazandığımız ivme ile eskisinden çok daha güçlü bir mezun dayanışması sağladığımız söylenebilir.
Ancak geldiğimiz nokta bizi tam olarak mutlu edemiyor. 2000’in yaz aylarında yola çıkarken koyduğumuz hedeflerin birçoğuna çoktan ulaşmış da olsak, daha fazlasını elde etmek için kökleşmiş bir desteğe ihtiyaç duyuyoruz.
Koskoca bir felaketin merkezi olan Gölcük’te kaybedilen herkesi tek tek anabilmek bir mezun derneğinin harcı değildi. Bizler de Gölcük’te kaybedilen öğrencileri isim isim belirlemeyi hedeflemiştik. Çalışmamız iki senedir sürüyor. Hatırlayacaksınız, 2001 Ağustos itibariyle Gölcük’te ve tüm beldelerindeki 40’ı aşkın okulu tarayarak hazırladığımız listeye göre kaybettiğimiz öğrenci sayısı 700 civarındaydı... Bu sene bu okulları yeniden tarayacağız ve 17 Ağustos 2002 tarihi itibariyle kesine en yakın sonuca ulaşmayı umuyoruz. Maalesef sayının artacağı kesin.
Sizlere hep anma törenlerimizin dünya çapında olmasını hedeflediğimizi belirtiyoruz. Yaşadığımız felaketin üzerinden 3 yıl bile geçmeden anma çabalarını sahipsiz bırakmak yazık olmaz mı? Üstelik amacı hesap sormak, hak istemek falan değil, sadece ve sadece sessiz bir anma olan bir çabayı sahipsiz bırakmak... Hep şikayet ettiğimiz sahipsizlik ve sorumsuzluklar zincirine bir halka da biz eklemiş olmaz mıyız o gece Gölcük’te olmayarak?
Aslında milletçe bu konuda sabıkalıyız. Düşünsenize, dünyanın öbür ucundan kalkıp gelen ANZAK’ların torunları, çocukları, 80 küsür senedir her yıl Mart ayında Çanakkale’deler... Hiroşima’nın, Pearl Harbour’ın, Tiananmen’in yıldönümleri her sene tüm dünyada yeniden kendi gündemlerini yaratıyor. 11 Eylül’ün yıldönümünü de göreceksiniz, tüm ABD ve hatta dünyanın dört bir yanından insanlar kalkıp New York’a gidecekler...
Biz nasıl on binlerce insanımızı bir anda kaybettiğimiz depremi bu kadar kolay unutuyoruz? Neden her 17 Ağustos sabahı 03:02’de Gölcük’te olamayalım? İşlerimiz bir günde batar mı, patronumuz bu sessiz buluşma için izin vermeyecek kadar insafsız mı? Ya da neden tatil planımızı başka tarihlere erteleyemeyelim? Eğer Gölcüklüler kendi acılarına sahip çıkmazlarsa Türkiye’nin dört bir yanından acılarımızı paylaşmak, anmamıza katılmak isteyenleri nasıl davet edebiliriz aramıza? Bir gece uykusuz kalmak o kadar mı zor?
Gölcük’ten uzakta mısınız? Düşünün bakalım Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan Çanakkale uçakla kaç saat sürüyor...
Derneğimiz bugün birçok faaliyetlerini kısıtlı sayıda mezunumuzun ve bazı hayırsever firma ve kuruluşların desteğiyle yürütebiliyor. Kuruluşundan bugüne hep trajik olaylarla anılan bu okul ve amaçları açısından kutsal olan bu derneğin yaşaması için hepimizin kafa yorması gerekmez mi?
Eğer biz daha üzeri kabuk bile bağlamamış acılarımıza sahip çıkmazsak, ANZAK’ların çocuklarının, torunlarının kadirşinaslığını bizimkilerden bekleyebilir miyiz?
Arkadaşlar, Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi Mezunlar Derneği olarak anılarımızı sahiplenmek için elimizden geleni yapıyoruz. Lütfen Türkiye’nin ve dünyanın neresinde olursanız olun o gece Gölcük’te olun...
Anma etkinliği ‘GBHL Büyük Sessizlik 2002’, aramızda olmak isteyen herkese açık.
Kayıplarımıza onları ilk günkü kadar özlediğimizi hep birlikte fısıldayalım.
F.U.
GBHL Mezunlar Derneği
Not: Bu sene 17 Ağustos 03:02, cumayı cumartesiye bağlayan geceye geliyor. Nasıl bir anma sizce daha etkili olur? Bize nasıl destekte bulunmak istersiniz? Lütfen bize bildirin...
Yorumlar