Gölcük'ün kısa tarihi
Gölcük ve yöresi, çok eski ve zengin bir tarihi yapıya sahip olmamakla
beraber, Halıdere beldesindeki MS II. yüzyılda yapılan Roma lahdi
(mezarı), İhsaniye Şirinköy çevresinde bulunan kervansaray ve hamam
kalıntılarının Bizanslılar dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Saraylı
köyünün ismi ve bu köyden çıkarılan mezarlar, bölgede önemli bir antik
Bizans kentinin bulunduğunu göstermektedir. Şirinköy yakınlarında
bulunan 60x16 metre boyutlu kervansaray, hıristiyan hacılarının
İstanbul'dan sonra ve İznik'ten önce önemli durak yerleri idi. Buraların
Karamürsel ile birlikte Osmanlıların eline geçtiği söylenebilr.(1323)
Gölcük ve çevresi Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra, 10 Eylül
1922'de ordularımız tarafından geri alınmıştır. 1. Dünya Savaşı'nda
yaralanmış olan Yavuz gemisinin onarımı, Gölcük Tersanesi'nin 1924'te
kurulmasını çabuklaştırmıştır.
Gölcük' ün tarihi Yavuz zırhlısı ile başlamıştır. 1. Dünya Savaşı'nda
hasar gören Yavuz Gemisi, İzmit Körfezi'ne demirlemişti. 1924 yılında
geminin onarımına başlandığı zaman, Gölcük'te bir sandal iskelesi, işçi
barakaları ve üç beş evden başka birşey yoktu. Yavuz'un onarımı
tamamlanıp gemi havuzdan indirilince, havuzun bulunduğu yer
kendiliğinden bir tersane haline geldi. Bu havuzun bulunduğu yer, üç
tarafı kara ile çevrili bir göl idi. Bu gölden esinlenerek ilçemize
"Gölcük" adı verildiği söylenir.
Tersanenin oluşumundan sora işçi evleri, gemilerin yanaşması için rıhtım
ve Deniz Kuvvetleri'ne ait tesisler sahil boyunu kapladı yoğun bir
şehirleşme başladı. Gölcük, 9 Haziran 1936 tarihinde kabul edilen ve 15
Haziran 1936'da yürürlüğe giren 3012 sayılı kanunla ilçe olmuştur.
Şehir, son 30-40 yıl içinde fevkalade gelişmiş, yurdumuzun her
tarafından aldığı göçlerle adeta küçük bir Türkiye manzarası arzeden,
yoğun nüfusa sahip bölgelerden biri olmuştur.
(Kaynak: Belirsiz)
beraber, Halıdere beldesindeki MS II. yüzyılda yapılan Roma lahdi
(mezarı), İhsaniye Şirinköy çevresinde bulunan kervansaray ve hamam
kalıntılarının Bizanslılar dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Saraylı
köyünün ismi ve bu köyden çıkarılan mezarlar, bölgede önemli bir antik
Bizans kentinin bulunduğunu göstermektedir. Şirinköy yakınlarında
bulunan 60x16 metre boyutlu kervansaray, hıristiyan hacılarının
İstanbul'dan sonra ve İznik'ten önce önemli durak yerleri idi. Buraların
Karamürsel ile birlikte Osmanlıların eline geçtiği söylenebilr.(1323)
Gölcük ve çevresi Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra, 10 Eylül
1922'de ordularımız tarafından geri alınmıştır. 1. Dünya Savaşı'nda
yaralanmış olan Yavuz gemisinin onarımı, Gölcük Tersanesi'nin 1924'te
kurulmasını çabuklaştırmıştır.
Gölcük' ün tarihi Yavuz zırhlısı ile başlamıştır. 1. Dünya Savaşı'nda
hasar gören Yavuz Gemisi, İzmit Körfezi'ne demirlemişti. 1924 yılında
geminin onarımına başlandığı zaman, Gölcük'te bir sandal iskelesi, işçi
barakaları ve üç beş evden başka birşey yoktu. Yavuz'un onarımı
tamamlanıp gemi havuzdan indirilince, havuzun bulunduğu yer
kendiliğinden bir tersane haline geldi. Bu havuzun bulunduğu yer, üç
tarafı kara ile çevrili bir göl idi. Bu gölden esinlenerek ilçemize
"Gölcük" adı verildiği söylenir.
Tersanenin oluşumundan sora işçi evleri, gemilerin yanaşması için rıhtım
ve Deniz Kuvvetleri'ne ait tesisler sahil boyunu kapladı yoğun bir
şehirleşme başladı. Gölcük, 9 Haziran 1936 tarihinde kabul edilen ve 15
Haziran 1936'da yürürlüğe giren 3012 sayılı kanunla ilçe olmuştur.
Şehir, son 30-40 yıl içinde fevkalade gelişmiş, yurdumuzun her
tarafından aldığı göçlerle adeta küçük bir Türkiye manzarası arzeden,
yoğun nüfusa sahip bölgelerden biri olmuştur.
(Kaynak: Belirsiz)
Yorumlar