BarMag 4. Sayı: Editörden
‘Bu Minibüs Tayvan’a Gider mi?!’
Barbaros Magazin’li bir yılı geride bırakıyoruz. Ekim 2000’de temelini attığımız dergimiz, ilk yılında önemli mesafeler kat etti. Şimdiden Türkiye’deki tüm medya takip ajanslarının portföylerinde, tüm önemli arşivlerin raflarında yerini almaya başladı. Ancak daha alınacak çok yol var BarMag için... Bunları da yeri geldikçe anlatacağız.
Bu sayımızın kapak konusunu belirlerken zorlandık ve çok tartıştık. Geride bıraktığımız depremin 2. yıldönümü mü, yoksa Gölcüklülerin bir numaralı gündem maddesi olan kalıcı konutlar mı öne çıkmalıydı? On binlerce kişinin iki yıl aradan sonra bir ‘yuvaya’ kavuşmasının çok geniş heyecanı bir yanda, artık boyutları hepimizi aşan GBHL Büyük Buluşma diğer yanda...
Kararımızı ‘Yeni Hayat’ konusundan yana kullandık. Çamurlu sokaklarına, ilgisizliğe ve beş parasız okullarına rağmen ilginç bir sosyolojik dönüşüm yaşayan Gölcük’ün taşıdığı umudu öne çıkaralım, gülen yüzler koyalım istedik kapağımıza. Zenginler ile yoksullar, gecekondusu yıkılan ile süper lüks dairesi yıkılanın yan yana oturduğu kalıcı konut alanlarının ilk bakışta dikkat çeken tezatlarını kayda geçirelim dedik. Düşünsenize, Tayvan deprem evleri gibi enteresan semtleri var şimdi Gölcük’ün! Her birinin ayrı ayrı acı hikayeleri olan GBHL öğrencilerinin kapakta kullandığımız geleceğe umutla bakan fotoğrafları için Sayın Erdeniz Erkan’a çok teşekkür ederiz.
17 Ağustos 2001’deki GBHL Büyük Buluşma’nın yine kayıplarımızın anısına yakışır bir şekilde gerçekleşmesi için elimizden gelen tüm çabayı gösterdik. Gölcük’ün geneli için konuşacak olursak ‘anma’ kavramının geri plana itilip depremin yıldönümünün talepleri dile getirme fırsatı olarak görülmesi yanlışı yine ön plandaydı. Yıldönümünün bu faciaya yol açanları rahatsız edecek asıl boyutu olan ‘anma’ niteliği geri plana atılmıştı. Üstüne üstlük, GBHL’lilerin açtığı anı defterine bile şikayet edilen ‘panayır yeri’ görüntüleri oluştu yer yer.
Sonuç olarak sadece ve sadece anmayı hedef olarak alan ve hiç kimseden hiçbir talepte bulunulmayan sadeliğiyle GBHL Büyük Buluşma ve Büyük Sessizlik organizasyonu, bu sene de en yüksek katılımlı anma organizasyonu oldu ve bu buluşma doğal olarak tüm deprem bölgesindeki anma organizasyonlarının merkezi niteliğindeydi. Dünya medyasının dikkatini çeken de işte bu sadelikti, yani ‘kesin bir sessizlik’ ve ‘içe akıtılan gözyaşları...’
Gökyüzüne salıverdiğimiz balonlara yazdık kayıplarımızın adını. Hepsini yazamazdık. O kadar balonu bulmak da isimleri yazmak da imkansızdı. Gökyüzüne yolladığımız 60 balonun her biri yüzlerce öğrencimiz, binlerce kaybımız anısınaydı. Bakın bir mezunumuz neler söyledi bana:
‘O balonu sımsıkı tutuyordum kayıp gitmesin diye. Sanki bırakmasam hiçbir şey olmayacaktı ve eskiye dönecektik. Ama saat 03:02 oldu ve kayıverdi elimden balon! Sonra, ayrı ayrı salıverilen tüm balonlar gökyüzünde birleşti. Hepsi gökyüzünde buluştu ve aynı yöne doğru gittiler. Tıpkı üzerlerinde isimleri yazılı olan o çocuklar gibi...’
Herhalde daha iyi anlatılamazdı o an GBHL bahçesinde yaşanan duygular...
Bu süreçte teşekkür etmemiz gereken onlarca kişi ve kuruluş var. Ayrıca Türkiye’nin ve hatta dünyanın dört bir yanından gelerek bu acının yıldönümünde yanımızda olan veya mesajlar yollayarak bize güç veren dostlarımız var. Hepsine bir kez daha şükranlarımızı yolluyoruz.
2001 Anma maratonu sürecinde aramıza yeni tanıştığımız pek çok mezunumuz katıldı. Onların verdiği gücü yakında hep birlikte daha da yakından hissedeceğiz.
Bu sayıda içeriğimiz, sıcacık bir bardak çay kıvamında... Keyifle yudumlamanız dileğiyle...
Barbaros Magazin’li bir yılı geride bırakıyoruz. Ekim 2000’de temelini attığımız dergimiz, ilk yılında önemli mesafeler kat etti. Şimdiden Türkiye’deki tüm medya takip ajanslarının portföylerinde, tüm önemli arşivlerin raflarında yerini almaya başladı. Ancak daha alınacak çok yol var BarMag için... Bunları da yeri geldikçe anlatacağız.
Bu sayımızın kapak konusunu belirlerken zorlandık ve çok tartıştık. Geride bıraktığımız depremin 2. yıldönümü mü, yoksa Gölcüklülerin bir numaralı gündem maddesi olan kalıcı konutlar mı öne çıkmalıydı? On binlerce kişinin iki yıl aradan sonra bir ‘yuvaya’ kavuşmasının çok geniş heyecanı bir yanda, artık boyutları hepimizi aşan GBHL Büyük Buluşma diğer yanda...
Kararımızı ‘Yeni Hayat’ konusundan yana kullandık. Çamurlu sokaklarına, ilgisizliğe ve beş parasız okullarına rağmen ilginç bir sosyolojik dönüşüm yaşayan Gölcük’ün taşıdığı umudu öne çıkaralım, gülen yüzler koyalım istedik kapağımıza. Zenginler ile yoksullar, gecekondusu yıkılan ile süper lüks dairesi yıkılanın yan yana oturduğu kalıcı konut alanlarının ilk bakışta dikkat çeken tezatlarını kayda geçirelim dedik. Düşünsenize, Tayvan deprem evleri gibi enteresan semtleri var şimdi Gölcük’ün! Her birinin ayrı ayrı acı hikayeleri olan GBHL öğrencilerinin kapakta kullandığımız geleceğe umutla bakan fotoğrafları için Sayın Erdeniz Erkan’a çok teşekkür ederiz.
17 Ağustos 2001’deki GBHL Büyük Buluşma’nın yine kayıplarımızın anısına yakışır bir şekilde gerçekleşmesi için elimizden gelen tüm çabayı gösterdik. Gölcük’ün geneli için konuşacak olursak ‘anma’ kavramının geri plana itilip depremin yıldönümünün talepleri dile getirme fırsatı olarak görülmesi yanlışı yine ön plandaydı. Yıldönümünün bu faciaya yol açanları rahatsız edecek asıl boyutu olan ‘anma’ niteliği geri plana atılmıştı. Üstüne üstlük, GBHL’lilerin açtığı anı defterine bile şikayet edilen ‘panayır yeri’ görüntüleri oluştu yer yer.
Sonuç olarak sadece ve sadece anmayı hedef olarak alan ve hiç kimseden hiçbir talepte bulunulmayan sadeliğiyle GBHL Büyük Buluşma ve Büyük Sessizlik organizasyonu, bu sene de en yüksek katılımlı anma organizasyonu oldu ve bu buluşma doğal olarak tüm deprem bölgesindeki anma organizasyonlarının merkezi niteliğindeydi. Dünya medyasının dikkatini çeken de işte bu sadelikti, yani ‘kesin bir sessizlik’ ve ‘içe akıtılan gözyaşları...’
Gökyüzüne salıverdiğimiz balonlara yazdık kayıplarımızın adını. Hepsini yazamazdık. O kadar balonu bulmak da isimleri yazmak da imkansızdı. Gökyüzüne yolladığımız 60 balonun her biri yüzlerce öğrencimiz, binlerce kaybımız anısınaydı. Bakın bir mezunumuz neler söyledi bana:
‘O balonu sımsıkı tutuyordum kayıp gitmesin diye. Sanki bırakmasam hiçbir şey olmayacaktı ve eskiye dönecektik. Ama saat 03:02 oldu ve kayıverdi elimden balon! Sonra, ayrı ayrı salıverilen tüm balonlar gökyüzünde birleşti. Hepsi gökyüzünde buluştu ve aynı yöne doğru gittiler. Tıpkı üzerlerinde isimleri yazılı olan o çocuklar gibi...’
Herhalde daha iyi anlatılamazdı o an GBHL bahçesinde yaşanan duygular...
Bu süreçte teşekkür etmemiz gereken onlarca kişi ve kuruluş var. Ayrıca Türkiye’nin ve hatta dünyanın dört bir yanından gelerek bu acının yıldönümünde yanımızda olan veya mesajlar yollayarak bize güç veren dostlarımız var. Hepsine bir kez daha şükranlarımızı yolluyoruz.
2001 Anma maratonu sürecinde aramıza yeni tanıştığımız pek çok mezunumuz katıldı. Onların verdiği gücü yakında hep birlikte daha da yakından hissedeceğiz.
Bu sayıda içeriğimiz, sıcacık bir bardak çay kıvamında... Keyifle yudumlamanız dileğiyle...
Yorumlar